Anadolu Kültür Tarihi
Doç.Dr.Erkan İznik (Ed.)
Anadolu binlerce yıllık geçmişiyle erken tarihlerden itibaren sayısız uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Bu topraklarda ilk köylerden ve kentlerden başlayarak; Hititler, Urartular, Frigler, Lidyalılar, Hellenler, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılar ve son olarak Türkiye Cumhuriyeti gibi, hepsini bir kerede belirtemeyeceğimiz nice uygarlık yeşermiştir. Sürecin geneline bakıldığında Anadolu’da avcı toplayıcı insanların yerleşik yaşama ve tarımsal üretime geçmesinin ardından zamanla; kent toplumlarının, bölgesel krallıkların ve gelişmiş ordularıyla birlikte karmaşık bürokrasiler içeren merkezi büyük imparatorlukların ortaya çıktığı ve bu sırada kültürel hareketlilikte büyük bir ivme yakalandığı görülmektedir.
Mağaradan çıkıp, köylerini, sonrasında bazıları surlarla çevrilmiş kentlerini ve kasabalarını kuran Anadolu halkı, yerleşimlerini zamanla; sütunlu caddeler, anıtsal kapılar, çeşmeler, tiyatrolar, kabartmalar, anıtlar, tapınaklar ve heykellerle süslemiştir. Bu yerleşimler yeri geldiğinde sinagoglar ve kiliseler, yeri geldiğinde de hanlar, kervansaraylar, medreseler, türbeler ve camilerle bambaşka bir çehreye bürünmüşlerdir. Nitekim, erken dönemin basit yerleşim planları birkaç bin yıl içinde yerlerini modern kent planlarına bırakmıştır. Taştan el baltalarının yanına, kilden, seramikten veya madenlerden incelikle ürettiği eserler koyan Anadolu insanı, gereksinim duyduğu anda ilk parayı darp ederken, zamanı geldiğinde kâğıt banknotları da devreye sokmuştur. Kil zarflar içinde mektup yazdıranlar, Anadolu’da yepyeni bir dönemin başlangıcına tanıklık ederken, zamanla edebi alanda en güzel, en anlamlı metinleri oluşturmuşlar, birçok dilde masallar, destanlar, öyküler yaratmışlardır. Dinsel ve hukuksal metinlerle birlikte, el yazmaları, kronikler, tarihi ve coğrafi eserler hazırlamışlardır. Yazılı süreç, bu topraklarda eğitim tarihinin başlangıcını yine yüzlerce yıl öncesine götürmektedir. Kutsal saydığı varlıkları ve yöneticilerini, kabartmalar ve heykeller aracılığıyla onurlandıran Anadolu insanı, zengin motifler taşıyan ahşap, taş ve madeni eserlerle birlikte kilimler, halılar, çiniler ve takılar üretmiştir. Resimlerini kayalara da çizmiştir, evlerinin içine de. Bazen bir kutsalı, bazen bir yöneticiyi bir minyatür ya da yağlı boya üzerinde konu edinmiştir. Son aşamada Anadolu kültürüne fotoğraf, tiyatro ve sinema da dahil edilmiştir. Kısacası her açıdan görsel tasarıma yansıyan bu dinamizm, Anadolu’nun kültürel çeşitliliği ve zenginliği içerisinde açık ve somut bir şekilde izlenebilmektedir